Çocuklarda Parmak Emme Nasıl Önlenir ?

Çocuklarda Parmak Emme 

 

Parmak emme davranışı doğum sonrası ilk aylardan itibaren hemen hemen bütün çocuklarda görülür. Anne rahminde dahi parmak emen çocuğun en güçlü reflekslerinden birisi emme refleksidir. 1 yaş civarı çocukların nerdeyse yarısı parmak emer. 3-4 yaşlarına kadar normal kabul edilen parmak emme davranışının 5-6 yaş civarında ortadan kalkması beklenir.
 

Bebekler bu davranışı zamanla genelleyerek; oyuncaklarını veya farklı nesneleri emme olarak sergilerler. Anneler çoğunlukla bu durumun açlıktan kaynaklandığını  düşünürler. Çoğunlukla  yanılırlar. Parmak emme alışkanlığı, çocuğun güvenli bir ortamda kendini güvende hissetmesini sağlarken, uzun süre devam eden vakalarda diş sağlığı ve konuşma gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği için dikkatle izlenmelidir.
 

Parmak Emme Nedenleri 

 

Bebeklik döneminde erken memeden kesme; sonrasında biberon ve emzik kullanılmaması çocuğun emme dürtüsünü tam olarak tatmin etmeyeceğinden bu davranış gelişebilir. Parmak emme dürtüsü acıkınca, uykuya dalarken veya çocuğun kendini güvensiz hissetmesi sonucu oluşur. Bebekler ve küçük çocuklar, parmak veya ellerini emerek kendilerini rahatlatır ve güven duygusu geliştirirler. Bu davranış, özellikle uykuya dalarken veya kendilerini huzursuz hissettiklerinde ortaya çıkar. Genelde  içe dönük, utangaç ve sıkılgan çocuklarda daha sık görülür. Bazı çocuklar zorluklarla karşılaştıklarında, stres, korku, kaygı yaşadıklarında da parmaklarını emerler.
 

Çocuğun yaşadığı herhangi travmatik bir olay (yeni bir kardeşin doğumu, anne baba ayrılığı, yuvaya başlama) da çocukta gerilemeye yol açabilir. Ebeveynin koruyucu ve kollayıcı olması, çocuğa yaşından küçükmüşçesine muamelede bulunulması da nedenler arasındadır. Bazı çocuklar, yalnız kaldıklarında ya da sıkıldıklarında parmak emmeye başlayabilirler. Bu durum, çocukların kendilerini oyalama ve rahatlatma yöntemlerinden biridir. Ayrıca çocuklar çevrelerinde gördükleri davranışları taklit ederler. Eğer bir başka çocuk veya yakın çevrelerinde bir kişi parmak emiyorsa bu davranışı öğrenebilirler.
 

Parmak Emmenin Zararları

 

Çocuklarda parmak emme, bebeklik ve erken çocukluk döneminde genellikle zararsız bir alışkanlık olarak kabul edilir. Ancak, bu alışkanlık uzun süre devam ettiğinde çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilir. Parmak emme, diş yapısında bozulmalara neden olabilir. Üst ön dişlerin öne doğru itilmesi ve alt ön dişlerin geri çekilmesi sonucu, üst ve alt dişler arasında bir açıklık oluşabilir ve bu durum çene yapısının bozulmasına yol açabilir.
 

Uzun süreli parmak emme, parmağın sürekli olarak ıslak kalmasına ve deride tahrişe neden olabilir. Bu durum, parmak derisinde çatlaklar, kızarıklıklar ve enfeksiyonlara yol açabilir. Parmak emme alışkanlığı, sosyal ve psikolojik etkiler de yaratabilir. İleri yaşlarda bu alışkanlığın devam etmesi, çocuğun sosyal ilişkilerinde ve özgüveninde sorunlara neden olabilir. Diğer çocuklar tarafından alay konusu olma riski, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir.
 

Ayrıca, parmak emme alışkanlığı ağız hijyenini olumsuz etkileyebilir. Parmakların sürekli olarak ağıza sokulması, ağız içindeki bakteri miktarını artırabilir ve bu durum diş çürümesine ve diş eti hastalıklarına yol açabilir. Uzun süreli parmak emme, çene ve diş etlerinde ağrıya da neden olabilir. Bu ağrılar, çocuğun yemek yeme alışkanlıklarını ve genel sağlığını olumsuz etkileyebilir.
 

Çocuklarda Parmak Emme Nasıl Bıraktırılır

 

Okul çağına kadar yaşanan bu durumda aile çok fazla telaşa kapılmamalıdır. Okula başlamayla birlikte zamanla bu davranış hızla kaybolur. Okul çağına gelip de hala parmak emmeye devam ediyorsa o zaman gerekli önlemleri almakta fayda vardır.
Öncelikle çocuğa bunun bebeksi bir davranış olduğunu, dışarıdan bakıldığında çok hoş görülmeyeceği, bu durumun dişlerinin görünüşünü de etkileyeceği basit bir dille anlatılmalıdır.
Ailenin bu durumu sürekli konuşması, eleştirmesi, kıyaslamalar yapması çocuğu daha da güvensiz hissettireceğinden sorunun şiddetini artırır.
 

Çocuğa sürekli sözlü uyarılarda bulunmak ve inatlaşmak da genelde sonuç vermez. Bu durumda çocuğu oyalayacak, dikkatini farklı yöne çekecek etkinliklerde bulunulmalıdır.
Baskıcı bir tutum kullanmak, ellerine eldiven takmak, acı ojeler ve caydırıcılar kullanmak etkili olmadığı gibi tehlikelidir. Zorla ortadan kaldırılmaya çalışılan davranış kekemelik, tırnak yeme gibi farklı davranışsal bozukluklarla tekrar ortaya çıkabilir.
 

Çocuğun ihtiyaçlarına bağlı olarak sevgi ve güven ihtiyacı ona ayrılacak özel zaman dilimlerinde karşılanmalıdır.
Bu davranışın çocuğu rahatlattığı ve güvende hissettirdiği düşünülerek  fazla telaşa kapılmadan kendiliğinden ortadan kalkması beklenmelidir. Ebeveynlerin, bu alışkanlığı yavaş yavaş ve sevgiyle sonlandırmaya çalışması, gerektiğinde çocuk pedagogu desteğine başvurması önerilir.